20 Nisan 2010 Salı

Meşk, Bûselik, Vakit Geçip Gitmiş

Epeydir, hemen hemen 1 seneye yakın meşkleri aksattık çalışamadım hocamla. Neyse ki yarın 10 da yeni başlangıcın ilk dersini vermeye gideceğim. Bari diyom buraya kayıt düşeyimde çalıştığım eserleri, hem birinin işine yarar belki, hem ilerde belki geri dönüp bakarım bi...

Rûy-i Irak bitti nihayet, şimdi sıra Bûselikte.

İlkin fasıl veya takım derleyip çalışmayı düşündük. Fakat sonra hocam bi araştır bakalım Bûselik Kâr varsa ona çalış dedi... Ve Dede Efendi'nin çok deli bestelediği kârı buldum. Notalar ve Meral Uğurlu'nun icrasını paylaşıyorum. Dileyen yararlansın.


Bir daha ki makamda görüşmek üzere.



Notalar: Dede Efendi'nin Bûselik Kârı

Güfte: (Dede Efendi)

Sûr-i Şâhî eyledi âlâm-ı tay
Nağme sâz oldu gönül hey yâr-i hey

Bu donanma-yı ferahzâda cîhan
Neş'esinden cûş eder mânend-i ney

Âsümandan tâ bu sûrun seyrine
Verdi hûrşid encüm-i nâhîdi pey

Dem bu demdir zevk u şevkinden gönül
Kâre ağaz eylesin mânend-i ney

Mehmet Barlas'ın bir yazısından:
Dede bu besteyi, 2'nci Mahmud'un kızı Hatice Sultan'ın düğün hediyesi olsun diye yapmış.. Bu nedenle "Sur-ı Şahi" diye, yani "Şahın Düğünü" diye başlıyor.

Öylesine bir düğün anlatmış ki.


"Asumandan ta bu sürun seyrine

Verdi hurşid encüm ü nahidi pey."


Bugünün Türkçesi ile, "Gökyüzünden (asumandan) bu düğünü (sur) seyretmek için, güneş (hurşid), yıldızlar (encüm) ve Venüs gezegeni (nahid), pey verdiler."

Hiç yorum yok: